GÜNCEL
Giriş Tarihi : 29-10-2024 17:46   Güncelleme : 29-10-2024 17:46

İsias Raporu'nda şok tespit: Otel, '98 Deprem Yönetmeliği’ne uygun olsaydı, yıkılmayacaktı'

ADIYAMAN (PHA) - Abdullah FERGER - Adıyaman'da 6 Şubat 2023'te yaşanan depremler sırasında çöken ve 72 kişinin hayatını kaybettiği İsias Otel'e ilişkin 9 Eylül Üniversitesi'nin hazırladığı bilirkişi raporu paylaşıldı. Raporda, otelin inşa sürecinde yapılan ciddi yapısal hatalar ve yönetmelik ihlallerinin felakete yol açtığı vurgulanarak, davadaki tüm sanıkların kusurlu bulunduğu ifade edildi.

İsias Raporu'nda şok tespit: Otel, '98 Deprem Yönetmeliği’ne uygun olsaydı, yıkılmayacaktı'

Müşteki avukatları, Bilirkişi Raporu'nun, otelin çöküş sebebinin depremin kuvvetinden değil, yapıdaki eksiklikler ve yönetmeliklere uygun olmayan uygulamalar nedeniyle olduğunu ortaya koyduğunu, önemli yapısal ve denetim eksikliklerini gözler önüne serildiğini ifade etti.

Sanıklara Tam Sorumluluk: "İhmaller Zinciri ve Yapısal Hatalar Yıkıma Neden Oldu"

9 Eylül Üniversitesi tarafından mahkemeye sunulan bilirkişi raporunda, otel sahipleri ve inşaat sürecinde sorumluluğu bulunan tüm kişilerin kusurlu olduğu belirtildi. KKTC Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı, raporla ilgili yaptığı açıklamada, davadaki sanıklara tam sorumluluk yüklendiğini ve yapıdaki hataların yıkımın temel nedeni olarak ortaya konduğunu ifade etti.

Çöküşün Asıl Nedeni: Yapısal Eksiklikler ve Statik Hatalar

Bilirkişi raporunda, sanık müdafilerinin daha önce öne sürdüğü “çekiçleme etkisiyle yana doğru çöktü” iddiası reddedilerek, otelin Atatürk Bulvarı’na doğru öne yıkıldığı tespit edildi. Otelin çöküşünü tetikleyen ana faktörlerden birinin, asansör yapımı sırasında statik hesap yapılmadan asmolen döşemede açılan boşluk olduğu belirtildi. Bu detayın, binanın tasarımında yapılan ciddi mühendislik hatalarının can kayıplarına yol açan bir sonuç doğurduğunu ortaya koyduğu belirtildi.

1998 Deprem Yönetmeliği Uyarısı: Yapı Yönetmeliğe Uygun Yapılmadı

Raporda, İsias Otel’in bulunduğu bölgede meydana gelen depremin yönetmelikte belirlenen sismik ivme değerlerini aşmadığına dikkat çekilerek, otelin 1998 Deprem Yönetmeliği’ne uygun inşa edilmesi durumunda yıkılmayacağına vurgu yapıldı. Bu tespitle, yapının yıkılmasında deprem kuvvetlerinin değil, binanın dayanıksız malzemelerle ve uygun olmayan tekniklerle inşa edilmesinin esas sorumlu olduğunu açıkça ortaya koyduğu ifade edildi.

Asansör Yapımı ve Eksik Statik Hesaplamalar Felakete Yol Açtı

İlk kez bu raporda belirtilen bir diğer önemli detay, asansör yapılırken statik hesap yapılmadan asmolen döşemeye açılan boşluk oldu. Bu durum, asansör eklenirken gerekli mühendislik hesaplamalarının yapılmaması nedeniyle binanın yapısal bütünlüğünün zayıfladığı ve çökmeye sebebiyet verdiği anlamına geliyor. Bilirkişi heyeti, bu tür temel kusurların otelin dayanıklılığını ciddi biçimde zayıflattığını belirtti.

Daha Önceki Raporlardan Farklı Bulgular

Bu rapor, daha önceki KTÜ ve Gazi Üniversitesi raporlarından farklı olarak, kaçak katın binanın yıkılmasında etkili olduğuna işaret ediyor. KTÜ raporunda kaçak katın bina üzerindeki olumsuz etkisine dikkat çekilmişti, ancak Gazi Üniversitesi raporunda bu durumun depreme etkisi olmadığı belirtilmişti. Yeni raporda ise kaçak katın yıkımı hızlandırıcı bir faktör olduğu ifade edildi. Asma katın olmaması nedeniyle binada burulma düzensizliği ve yumuşak kat etkilerinin göz ardı edilmesi, yıkıma zemin hazırlayan diğer önemli etkenler arasında yer aldı.

İnşaat Sürecindeki Eksiklikler: Zeminde Yetersiz Etüt Çalışmaları

Raporda, İsias Otel’in zemin etüt çalışmasının yapılmadığı tespit edildi. Bu çalışmanın zorunlu olmasına rağmen yerine getirilmemesi, yapının depreme karşı dayanıklılığını ciddi oranda azalttı. Yıkımın meydana gelmesinde etkili olan bir diğer faktör ise etriye aralıklarının uygunsuz olması, etriye sıklaştırmasının yapılmaması ve beton karışımında standart dışı büyüklükte agregaların bulunması olarak belirtildi.

Sanıklar ve Sorumluluk Alanları

Bilirkişi raporuna göre, otelin sahiplerinden Ahmet Bozkurt başta olmak üzere tüm sanıklar (daha önce tutuklanmayanlar dahil) kusurlu bulundu. Mimari tasarımı yapan Mimar Erdem Yıldız, inşaat mühendisi Mehmet Göncüoğlu ve inşaat mühendisi Hasan Aslan’ın da yıkımda payı olduğu ifade edildi. Raporda, daha önce tahliye edilen Halil Bağcı’nın ise olayda kusursuz olmadığı ve binanın yıkılmasına katkıda bulunduğu belirtildi. Bağcı’nın, gerekli statik hesaplar yapılmadan hazırladığı üç sayfalık raporun, yıkıma zemin hazırladığı vurgulandı.

İnşaat Ruhsatındaki Sorunlar: "2001’de Ruhsat Verilmemeliydi"

Raporda, otelin inşaat ruhsatının alınmasının mümkün olmadığı ifade edilerek, statik hesap ve zemin etüdü eksikliklerinin yanı sıra, mimar Erdem Yıldız’ın uzmanlık alanını aşan taahhütlerde bulunmasının ruhsat sürecini tehlikeye attığı belirtildi. Bu nedenle ruhsatın verilmemesi gerektiği ve ruhsat aşamasında yapılan eksikliklerin, binanın çökmesine doğrudan etkisi olduğu kaydedildi.

Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği’nden Kamuoyuna Açıklama

Bilirkişi raporunun açıklanmasının ardından Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği avukatları, raporu değerlendirerek kamuoyuyla paylaştı. Dernek, raporun mahkemenin ve tarafların sorduğu sorulara detaylı yanıt verdiğini ve eksik hesaplamalar ile yapısal hataların kazaya neden olduğunun tespit edildiğini ifade etti. Avukatlar, binanın çökmesinin temel nedenleri arasında yer alan yapım hatalarının detaylı bir şekilde incelendiğini ve bu raporun mahkeme sürecine önemli katkı sağlayacağını belirtti.

Bu kapsamlı bilirkişi raporu, İsias Otel davasında sanıkların sorumluluklarını daha da netleştirirken, inşaat sektöründe denetim eksikliklerinin ve yönetmelik ihlallerinin felaketle sonuçlanabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi. Dava süreci devam ederken, raporun yargıya ve kamuoyuna etkisinin ne olacağı ve inşaat sektöründe benzer felaketlerin önlenmesi adına alınacak önlemler merakla bekleniyor.

Raporda tespit edilen yapısal hatalar ve eksikliklerin, inşaat sektöründeki denetim ve yönetmeliklerin uygulanması konularında yetkililere uyarıcı nitelikte olduğu ifade edildi. Sanıkların tutukluluk durumları ve sorumluluklarının belirlenmesi için bu raporun yargı sürecinde önemli bir delil olarak değerlendirileceği ve sanıkların bu rapor doğrultusunda yargılanacağı bildirildi.

Raporda madde madde belirtilen eksikliklerden bazıları şöyle:

Katılanlar vekilleri ve sanık müdafilerinin almış olduğu uzman mütalaaları dışında dosya kapsamına bugüne kadar üç bilirkişi raporu girdi. Bunlardan birincisi soruşturma aşamasında alınmış olan KTÜ raporu; ikincisi kovuşturma aşamasında alınan Gazi Üni. raporu; üçüncüsü ise bu son gelen DEÜ/İTÜ raporu. Bu rapor, bugüne kadar gelen en kapsamlı rapor.

• Bu raporda gerek mahkemenin sorduğu gerekse tarafların ve vekillerinin sorduğu tüm sorular tek tek cevaplandı.

• Binanın yıkılma nedenleri imalattaki eksik ve kusurlar, yapım ve denetimdeki kusurlardan kaynaklanmaktadır.

• Söz konusu raporda binanın, sanık müdafilerinin sürekli olarak ifade ettiği üzere yana doğru yani çekiçleme etkisi ile çökmediği; binanın öne yani Atatürk Bulvarı’na doğru çöktüğü tespit edildi. Nitekim Gazi Üniversitesi Raporu’nda da binanın yana doğru çökmediği, çekiçleme olmadığı, varsa bile bunda da sorumluluğun son bitişik nizam olan Isias’ta olduğunu, derz aralığını bırakma yükümlülüğünün Isias’ta olduğu ifade edilmişti.

• Sanık müdafilerinin sürekli olarak “deprem kuvveti çok fazlaydı, bu yüzden yıkıldı” şeklindeki iddialarına karşılık bilirkişi heyeti, yıkılmanın deprem kuvveti ile alakası olmadığını, binanın bulunduğu parselde 1 saniyelik periyot üzerinde oluşan spektral ivmede değerlerinin 1998 Deprem Yönetmeliği’nde binanın bulunduğu yer için verilen tasarım ivme değerlerini aşmadığını, tasarımın 1998 Deprem Yönetmeliği’ne uygun yapılmış olsa idi yapının depremde yıkılmayacağını açıkladı.

• Bugüne kadar dosyada ikinci asansör ve bunun etkileri sadece tarafımızca ve tarafımızca dosyaya kazandırılmış olan uzman görüşünde açıklanmış idi. Bu raporda ilk kez asansörden bahsedildi ve bunun yapılması için de statik hesap yapmadan asmolen döşemede boşluk açılmasını binanın temel kusurlarından birisi olarak değerlendirildi.

• Daha önceki raporlarda da belirtilen etriye aralıklarının uygun olmaması, etriye sıklaştırmasının yapılmaması, betonda olmaması gereken büyüklükte agregaların olması da bu bilirkişi heyeti tarafından yeniden dile getirildi.

• Daha önceki raporlardan KTÜ raporu kaçak katın önemine dikkat çekerken Gazi Üniversitesi, depreme etkisi olmadığını ifade etmişti; ancak bu raporda kaçak katın depreme etkisinden bahsedildi.

• Otel için yapılan modellemede asma katın eksik olduğu ve bu nedenle asma katın oluşturacağı burulma düzensizliği ve yumuşak kat etkilerinin statik hesaplarda görmezden gelindiği ifade edildi.

• Zemin etüt çalışmasının zorunlu olmasına rağmen yapılmadığı ifade edildi.

• Söz konusu rapora göre başta Ahmet Bozkurt olmak üzere tüm sanıkların (bugüne kadar hiç tutuklanmayanlar dahil) kusurlu olduğu ifade edildi.

• Mimar Erdem Yıldız’ın, inşaat mühendisi Mehmet Göncüoğlu’nun ve yine inşaat mühendisi Hasan Aslan’ın olaydaki katkısı ortaya çıkmıştır.

• Gazi Üniversitesi Raporu dayanak gösterilerek tahliye edilen Halil Bağcı’nın olayda kusursuz olmadığı, tam aksine bu yapıda alınması zorunlu olan 2001 tarihli statik hesap eksiğini gidermek için vermiş olduğu üç sayfalık baştan savma ve statik hesap özelliği taşımayan rapor ile binanın yıkılmasında temel belirleyicilerden olduğu tespit edilmiştir.

• Yine bu rapora göre 2001 tarihinde ruhsat alınmasının mümkün olmadığı, zira hem statik hesabın bulunmadığı hem zemin etüdünün bulunmadığı hem de mimar Erdem Yıldız’ın kendi uzmanlık alanını aşan taahhütlerde bulunduğu, bu sebeple ruhsatın esasen verilmemesi gerektiği ifade edilmiştir.

Kaynak : PHA

EditörEditör