GÜNCEL
Giriş Tarihi : 21-01-2024 16:46   Güncelleme : 21-01-2024 16:46

Kahramanmaraş'ın İsias'ı 'Ebrar Sitesi Davası' başladı: 1400 kişiye mezar olmuştu

KAHRAMANMARAŞ (PHA) - Kahramanmaraş'ta 80 kişinin hayatını kaybettiği ve 3 kişinin yaralandığı deprem felaketinin ardındaki Ebrar Sitesi'nin N bloğuyla ilgili davanın ilk duruşması gerçekleşti. Tepebaşı'nın "Yer çürüktü, deprem de beklenenden büyüktü" savunması müştekileri kızdırdı.

Kahramanmaraş'ın İsias'ı 'Ebrar Sitesi Davası' başladı: 1400 kişiye mezar olmuştu

Depremin hemen ilk saniyelerinde çöken ve 1400 kişiye mezar olan Ebrar Sitesi'nde, N bloğuyla ilgili açılan davada 5 sanık, 'bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma' suçlamasıyla 22,5 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanıyor.

Kurucu Savunması: "Yer Çürük, Deprem Beklenenden Büyük"

Ebrar Sitesi'nin kurucusu Tevfik Tepebaşı (81), mahkemede yaptığı savunmada, "Yerin çürük, depremin de beklenenden büyük olmasından dolayı bina yıkılmıştır" dedi. Tepebaşı, damadı Mehmet Ali Tepebaşı'nın jeofizik mühendisi olduğunu ve projenin tamamen denetlendiğini iddia etti. Ayrıca, depremden önce alınan karot numunelerinin test değerlerinin düşük çıkmasına rağmen, yapı kullanım izni için alınan karot numunelerinin değerlerinin yüksek olduğunu belirtti.

Avukatlar: "İmara Açanlar da Yargılansın"

Duruşmada, avukatlar, dosyada sadece müteahhitlerin sanık olarak yer aldığını, ancak binalara izin veren ve denetleyen kamu görevlilerinin dosyada olmadığını vurgulayarak, imara izin veren sorumluların yargılanması gerektiğini savundu. Ayrıca, olayın başlangıcının bölgeye imar izni verilmesiyle başladığını ifade ederek, bu izinleri veren belediye başkanı ve yardımcılarının da sorumlu tutulması gerektiğini belirttiler.

Duruşma Sonuçları ve Yakalama Kararı

Duruşmanın sonunda mahkeme heyeti, tutuksuz sanık Mustafa Timurbanga hakkında yakalama kararı çıkartılmasına karar verirken, duruşmayı erteledi. Davanın ilerleyen aşamalarında, sorumlulukların daha geniş bir çerçevede ele alınması bekleniyor.

Kahramanmaraş 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada ölenlerin yakınları ile taraf avukatları mahkeme salonunda hazır bulunurken, tutuklu Ahmet Özdemir (64) ile başka dosyadan tutuklu olan Tevfik Tepebaşı, kaldıkları cezaevinden SEGBİS aracılığıyla duruşmaya katıldı. Tevfik Tepebaşı'nın damadı tutuksuz Mustafa Timurbanga duruşmaya katılmazken, başka dosyalardan tutuklu olan Atilla Öz (62) ile Tepebaşı'nın diğer damadı Ahmet Doğan (51), kaldıkları cezaevinde yaşanan teknik sorun nedeniyle duruşma salonuna bağlanamadı. Duruşma; 80 kişinin öldüğü, 3 kişinin de yaralandığı N bloğunun fenni mesulü Ahmet Özdemir'in savunmasıyla başladı. Suçlamaları kabul etmeyen Özdemir, "Yüzde 100 eksiksiz yapılmış olsa bile 1997 yılı yönetmeliğine göre yapılmış olan bu projenin 7.6 şiddetindeki birinci derecede depreme dayanması imkansızdır. Birinci derecede depreme göre yapılan binalar, sağlam kalmıştır" dedi.

Ebrar Sitesi'nin kurucusu Tevfik Tepebaşı ise binadan alınan karot numunelerinin test değerlerinin her ne kadar düşük çıkmış olsa bile depremden önce yapı kullanım izin belgesi için alınan karot numunelerinin değerlerinin yüksek çıktığını söyledi.

Tepebaşı, kendisini şöyle savundu:

"Vefat edenleri Allah cennetiyle mükafatlandırsın inşallah. Bir kooperatif başkanıyım. Mustafa Timur, başka bir kooperatif başkanı, Atilla Öz başka bir kooperatif başkanı. Bunlar, benim yakınlarımdır. Herkesin kendisine ait yönettiği bir kooperatif vardır. Buradaki herkesi bütün kooperatiflerden sorumlu tutmanın yasal olmadığına inanıyorum. N Blok inşaatını oluşturan oğlum Mehmet Ali Tepebaşı'dır ve kendisi jeofizik mühendisidir. Buranın zemin etüdünü yapan da Mehmet Ali Tepebaşı'dır ve aynı zamanda Kahramanmaraş'ta zemin etüdü projesini uygulayan ilk kişidir. Projesini Ahmet Özdemir'e yaptırmıştır. Temel attıktan sonra ve 9 tablası da belediye tarafından vize edilmiştir. Tamamen denetlenmiş bir bina olduğunu biliyorum. Burası kooperatifçe yapılmıştır ama hangi kooperatif olduğunu bilmiyorum. İnşaattan anlamam, inşaatın yapımıyla ilgili uzaktan yakından ilgim olmamıştır. Burasının yıkılmasının sebebine gelince, Kahramanmaraş'ta 6.5-7 şiddetinde bir deprem beklenirken 3 katı büyüklüğünde bir deprem oluşmuştur. Yerin çürük, depremin de beklenenden büyük olmasından dolayı bina yıkılmıştır."

Duruşmada yakınlarını kaybedenlerden Fatma Nur Özbağış ise sanıkların cezalandırılmasını isteyerek, Tevfik Tepebaşı'na tepki göstererek, "Tevfik Tepebaşı, 'Allah'ın onları cennetine almasını istiyorum'dedi. Ben de kendisine 'Allah seni bir an önce cehenneme alsın' diyorum. Sen de bizim sınandığımız gibi sınan. Eniştem ve ağabeyim beni elleriyle o betonları kazıyarak enkazdan 12 saat sonra çıkardı. Karotlar tam söylenildiği gibidir, parmaklarıyla çıkardılar, betonlar birbirini tutmuyordu çünkü topraktı" dedi.

Tarafların avukatları ise dosyalarda sadece müteahhitlerin sanık olarak yer aldığını ancak binalara izin veren ve denetleyen kamu görevlilerin olmadığını söyledi. Tevfik Tepebaşı'nın avukatı Emrullah Kurar, bilirkişi raporlarında kusurlu bulunan belediye görevlilerinin isimlerini dahi bilmediklerini belirterek, "Bu kadar insanımızın vefat etmiş olduğu bir yerde buralara yoğunluğu veren, imara açan, buralara 4 kat, 8 kat veren sorumlular, burada yok. Sorumlular burada olmadan, buralara kat yoğunluğu verenlerin buraya gelip de 'Burayı bu müteahhide şu şekilde kat yapması karşılığında verdik. Buraya 4 kat, yukarıya ise 10 kat verdik. Bunu da görevimiz dahilinde şu bilimsel verilerle yaptık' diye savunma yaparak mahkemeye izah edip, ilgili belediye başkanlığının kayıtlarının dosyalara geçirilmesi gerekiyor" diye konuştu.

Ölenlerin yakınlarının avukatlarından Ömer Furkan Demir de olayın başlangıcının bölgeye imar izni verilmesiyle başladığını vurgulayarak, "O dönem zemin etütlerini yapan ya da yapılmadan bu izni veren dönemim belediye başkanı, başkan yardımcıları, kimlerin imzası varsa onların da dosyaya sanık olarak eklenmesi gerekmektedir. Dirisi dokunulmaz olan siyasetçinin ölüsü de dokunulmaz değildir. 80-90 yılında imara açılan bir alan var. Tüm Maraş halkının dere bölgesi olduğunu, marul yetiştirildiğini söylediği bir sulak alandan bahsediyoruz. Yapanlar ne kadar kusurluysa izni verenlerin de o kadar kusurlu olduğunu düşünüyoruz" diye konuştu.

Kaynak : PHA

EditörEditör