Bayram

Rukiye Duman Bilgiç

20-04-2023 00:32

Bayram ne güzel bir sevinç barındır koynunda. Hazırlıkları bir hafta öncesinden heyecanı aylar öncesinden gelir kurulur yüreklere ve ondan sonra başlar tüm tatlı telaşlar. Mutfakta pişen sütlaçlar, itinayla açılan baklavalar, içi ve dışı samimiyet kokan içli köfteler, kalem kalem sarılan sarmalar, mis kokulu kolonyalar ve bir gün önceden nazenin ellere yakılmış kınalar. Sabahın erken saatinde kalkan büyükler, tıklım tıklım dolan camiler, namazlar, tekbirler, kucaklaşmalar, mutfaktan gelen kahvaltı kokuları, öpülerek uyandırılan minikler, elleri öpülen kıymetli büyükler ve onlardan beklenen harçlıklar.

Kalpler yumuşar, gözler ışıldar, hanelerde huzur şenlik ve bol cümbüş başlar. Bir arada olmanın mutluluğu olsa gerektir ki; kimse kimseye kırgın da değildir artık dargın da. Kapı zillerinin çalınmasıyla belirir bayram kutlamasına gelen komşu çocukları. Ellerinde kâh çanta kâh da şeker poşetleri yüzlerinde kâh mahcubiyet kâh da mutluluk. Bayramın mavi rengi çocuklardan gelir çünkü onlardır göğü maviye boyayan umut bekçileri, onlardır uçsuz-bucaksız cennet hurileri ve onlardır Allah’a en yakın hallerimiz.

Bu bayram derin bir hüzün var içimde; mutlu olduğumu belli etmeyi bile suç addeder oldum kendime. Mutlu olmam ihanet olur mu diye derin düşüncelerdeyim; deprem kıyametiyle bayramını yitirmiş onca yüreklere. Acılı annelere, eşlere, çocuklara, dayılara, teyzelere, amcalara, halalara,kızlara, oğullara…Bayramın ilk saatlerinde mezar taşlarına sarılıp içindeki ateşi söndürecek o kadar çok bayramlık insan var ki; kendi eliyle kızını mezara koyan mı dersin, üç evladını enkazdan toplayan mı dersin,eşine son kez sarılan mı annesini son kez gören mi babasının tesbihi kendisine hatıra kalandan tutun da nişanlısının saçına son kez koklayana kadar niceleri…

Bu bayram derin bir hüzün var içimde; bayram temizliği yapmayı bile suç addeder oldum kendime onca evi yıkılmış insana ihanet olur düşüncesiyle. Yılların birikimiyle alınan ve üzerine onca hayaller kurulan, eşyaları en ince detaya ve renge kadar düşünülen, koltuk perde uyumu yakalansın diye il il gezilen, halıları, tezgâhı, gümüşlüğü, ünitesi tek tek seçilen o güzelim evler bir bir gittiler ve gidişleriyle sahiplerini yanlarında götürdüklerini bilemeden. Sahiplerine pişmanlık ve acı bırakarak en derininden yaralayıp bir bir gittiler. İnsanın sadece yakını mı ölür meğerse evi de ölürmüş şimdi anladık. Evinin enkazına ağıt yakan kadınlardan tutun da evinin fotoğrafını defalarca öpüp bağrına basan çocuklara kadar hepsi şimdi evlerinden ırak.

Bu bayramı sessiz kutlayın olur mu; çünkü bu bayram bazı evlerin babaları, bazı evlerin anneleri ve bazı evlerin de çocukları eksik.

DİĞER YAZILARI Ramazan 01-01-1970 03:00 GECE YOLCULUĞU 01-01-1970 03:00 UYUYAN GÜZEL 01-01-1970 03:00 Çocuk Kalabilmek 01-01-1970 03:00 Nefes Almak 01-01-1970 03:00 Yusuf İle Züleyha 01-01-1970 03:00 HASBİHAL 01-01-1970 03:00 Acıyaman 01-01-1970 03:00